NASYONAL SOSYALİST ALMAN İŞÇİ PARTİSİ:
24 Şubat
1920'deki 25 maddelik parti programının açıklanmasından önce, 5 Ocak
1919 tarihinde 6 kişi tarafından küçük bir siyasî oluşum olarak kurulmuştu.
Partinin kurucusu olan 6 kişinin arasından 2 kişi öne çıkıyordu:
Gazeteci Karl Harrer ve çilingir Anton Draxler.
Bu ikili, partinin asıl kurucuları idiler.
Almanya'nın I.
Dünya Savaşı'nda yenilmesiyle beraber İmparatorluk yıkılmış ve yerine
Cumhuriyet kurulmuştu. Tarih tarafından "Weimar Cumhuriyeti
dönemi" olarak isimlendirilecek yeni Almanya'da kurulan ilk siyasî
partilerden biri de Alman İşçi Partisi (DAP) idi. Partinin kurucuları
olan Karl Harrer ve Anton Drexler'in siyasî görüşleri milliyetçi ve sosyalist ilkeleri
bir arada bulunduruyordu. Bu ilkelere göre genel anlamda Alman milliyetçisi bir
politika izlenecek, ekonomik olarak ise anti-Marksist bir sosyalizm
uygulanacaktı. Bu görüşler partiye sonradan katılacak olan Adolf
Hitler'in nasyonal sosyalizm isimli ideolojisine çok yakındı.
29 Temmuz
1921 tarihinde güçlü hitabeti sayesinde Anton Draxler’den parti başkanlığını
devralan Adolf Hitler kendi görüşü olan Nasyonal Sosyalizmi parti ideolojisi
yaptı. Nasyonal Sosyalizmi destekleyen kişiler, komünistler ve demokratikler
tarafından kısaca “Nazi” olarak isimlendirildiler.
1923 yılında parti üyelerinin daha da arttı ve
Hitler, parti merkezi olan Münih’te bir darbe girişiminde bulundu. Polisin de
kendi tarafını tutacağını düşünen Hitler yanıldı ve tutuklandı. 5 yıl hapis
cezasına çarptırılmasına rağmen sadece 9 ay yattı. Hapiste olduğu sürede
fikirlerinin ve yaşamını anlattığı meşhur Kavgam (Mein Kampf) kitabını yazdı.
1924’te
serbest bırakılan Hitler, çıkar çıkmaz yeni NSDAP’yi kurdu. Tartışmasız
partinin lideri olan Hitler 1925’te partiyi “genel üyelik” ve “liderlik
kolordusu” olarak ikiye ayırdı. Parti ve SA[1] ayrı tutuldu.
Parti, 1924 ve
1929 yılları arasında seçimlerde başarısız oldu, ancak kitlesel gösteriler ve
politik duruştan dolayı önem kaybetmediler. Hitler'in
1920'li yılların ikinci yarısındaki politik faaliyetleri hız kesmeden devam
ediyordu ki, ismi tüm Almanya'da duyulmuştu. Popülaritesinin artmasıyla
birlikte Alman siyasetinin önemli figürlerinden birisi haline gelmişti. 1918
yenilgisi sonucu onuru kırılan ve büyük bunalımlara sebep olan bu yenilgiyi
hazmedemeyen milyonlarca Alman'a, 1919'da dış güçlerin baskısı altında kurulan
yeni devletten memnun olmayanlara, anti-Marksist Alman emekçilerine, iş ve
ekmek isteyen yurttaşlara büyük bir Almanya vadediyordu. Hitler, politik
fikirlerini ilk olarak, insanların kolayca toplanacağı bir mekân olan barlarda,
daha sonraları ise daha büyük toplantı salonlarında halka açıklamaya
başlamıştı. En nihayetinde, daha çok insana hitap etmek için meydanlarda geniş
çaplı mitingler yapma fırsatını bulmuştu. Onun fikirleri çoğu insana ümit
veriyordu, sözlerinde “Alman halkı için” ifadesi eksik olmuyordu.
“Eğer haklarımızda ısrar etmezsek hiçbir anlayış mümkün olmayacaktır” diyen
Hitler, zaman içerisinde, kitleleri Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi'nin saflarında
birleştiriyordu, parti tabanını ulusal pozisyonda, Yahudi karşıtı ve milliyetçi
görüşe sahip ve otoriter bir yönetimden yana olan insanlar oluşturuyordu. 5 Mart
1933’te Hitler iktidara geldi ve 1 Aralık 1933’te çıkarılan kanunla NSDAP
dışında tüm partiler kapatıldı.
[1] Parti üyelerini
komünistlerden ve Yahudilerden koruyup, komünistlere ve Yahudilere saldıran,
Hitler’in kurmuş olduğu yarı askeri bir birlik. Hitler iktidara gelince SA
birliğindeki askerlerin mevki talep etmesinden korkmuştu çünkü askerlerin
siyasetçi olmasını istemiyordu. “Uzun Bıçaklar Gecesi” olarak adlandırılan 30
Haziran 1934 gecesi yaklaşık 85 SA lideri bıçaklanarak öldürüldü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder